Sayfalar

TUTKUNUN SIRRI - YORUM



Tanıtım Bülteni



Artık benim oyunum başlasın!

Onlar Duru için Titanlar'dı; Şule için adları mitolojide hiç anılmamış, Zeus'un Yarı Tanrı çocukları… Fakat onların da zaafları vardı. Yenilmez ya da yıkılmaz değillerdi. Toprak, Batı, Demir, Poyraz ve Rüzgâr…

Tutkunun Sırrı ile mühürlenen bu beş TİTAN, büyüyen ailelerini, aşklarının gücü ile yeni
Tehlikelerden kurtarabilecekler mi? Her bir nefesin sınandığı, nam-ı diğer TİTANLAR'ın yeni maceralarına hazır mısınız?


Yazarı: Öykü Odabaş Kanneci
Çevirmeni : -
Orjinal Adı: -

Yayınevi : Postiga Yayınları
Goodreads Puanı: 4.75

Seri Sıralaması: 2/3
Safa Sayısı: 495





Sır Serisinin ikinci kitabı ve ben bu çocukları Zeus'tan alıp evlat edinmek istiyorum bunun için tanrılarla savaşmaya hazırım :)

Bizimkiler yine bildiğiniz gibi, yani harikalar, başlarından bela eksik olmuyor, eski düşmanlarla son bir rövanş zamanı, eskiler az gelince nur topu gibi yeni düşmanlarımız oluyor, haklı oldukları bir gerçek var ki çeyrek mafya olma yolunda son hız ilerliyorlar.... 
( yeni düşmanları onlar bulmasa benim gözüm arıyor, avucum kaşınıyor, ne yaparsın alışkanlık ) :)

Bu büyük ve muhteşem aileye yeni katılanlar var, hali hazırda bekarların nesi eksik, çoktan kapılmış olanlardan değil mi ama :)

ilk piyango Rüzgar'a vuruyor, ama aşk anlamında değil, geçmişlerinden gelen ve öldüğü düşünülen bir kız ortaya çıkıyor, Zafer pisliğinin yaptığı daha neler çıkacak bakalım... ( bu arada zafer efendinin ölüme yaklaşma haberini aldığımdan beri çok mutluyum paylaşayım dedim) kızın adı Dilara,garibim verildiği ailede çok çekmiş, eziyetler sonucunda duyma yetisini kaybetmiş,ve aynı zamanda kendisi Demir paşanın yeni baş belası olma yolunda hızla ilerliyor :)

Anlayacağınız bu kitapta ilk aşk acısı çekenlerin başında Demir gelecek,valla bu adamın aşkı da hiç çekilmiyor, ne kendinden emin ne kızdan, ne yakınlaşıyor ne uzaklaşıyor, verem eder adamı verem, ah birde atarlanmaları var ki sormayın, havada uçuşan tehditleri küfürleri de cabası, sayesinde gülmeye doydum :)

Tamam kabul, görünen o ki bizim psikopatlar biraz çabuk aşık oluyor, ama oldular mı da kızların vay haline, gölgelerine gölge düşse eller beldeki silahlarda, primitif öküzlerim benim :))



Aileye yeni katılan diğerleri ipek, Masal,Yağmur bebek,ve Ateş bebek ki onlarda baya atarlı bir şekilde dahil oluyorlar aileye, silahlar,kaçırılmalar,yanlış anlaşılmalar,gerisini siz düşünün artık.. zaten normal yolla gelseler şaşarım, ayarım bozulur,sinirlenir bırakırım kitabı o derece yani :)

Eski düşmanlardan Fatih efendinin başına gelenleri okudukça, Hannibal Lecter bunları görse çıraklık için başvururdu diye düşündüm yeminle, amanın o nasıl işkencedir, o nasıl fantezidir öyle, kanım dondu resmen, birde dinlenme molasında yemek yemezlermi, gerçi patlamış mısır daha iyi gider diye düşünmedim değil... (yazarken gülümsediğim düşünülürse azcık yardım mı alsam ne, psikolojik olarak, ah hep bu çocukların yüzünden) :)

Eğlendiğim yerler çoktu, mesela, giydikleri kıyafet yüzünden okul kantininde kızların peşinden koşmaları inanılmazdı ah ömrümü yedi o sahne benim, sonra mafya babasından kız isteme sahnesi, dökülen ecel terleri,koca koca tanrılar ne hallere düştüler yazık oldu koç yiğitlere :)

Eleştirdiğim yerler var mıydı azıcık, yani kabul Rüzgar'ın aşkı biraz acele oldu belki, tamam ipek'in hayatı biraz abartıldı gibiydi,her şeyi yapıp edip, polislere hiç yakalanmamaları,şehirde at koşturuyorlar gibi bir durum yarattı, ama onuda para ve adam güçleriyle hallediyorlardı, belki de ondandır,ama bu kitabın muhteşemliğinden bir şey kaybettirdi mi hayııır :)

Serinin devamı mutlaka gelmeli,zira onlar gelmezse ben gitmeyi düşünüyorum :))

PUANIM





2 yorum:

  1. bu yorumdan sonra anladığım ki ben elimdeki kitabı bir çırpıda okuyup bunları okumaya başlamalıyım :)))

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim : ) kesinlikle elindeki kitabı hemen bitir ve bu seriye başla : )

    YanıtlaSil