Sayfalar

ŞİMDİ BENİMSİN - YORUM


Tanıtım

Kötü bir başlangıçtı onlarınki. Ne Elif hak etmişti başına gelenleri, ne de Fırat istemişti böyle olmasını. Bir gecede hayatlar değişmiş, hayaller yıkılmıştı... Zaman unutturabilir miydi kötü anıları? Affedebilir miydi günahı? Haksızlıkların en büyüğünü yaşayan Elif, ailesi tarafından dışlanırken, felaketi olan insanlar tarafından sarıp sarmalanır. Her geçen gün nefret ateşiyle bilense de, hayata tutunmaya çalışır.Fırat ise pişmanlıkları ve vicdanı ile savaşırken, Elif'in masumiyetine ve güzelliğine yenilir. Gün geçtikçe ilmek ilmek her hücresine işler Elif. Artık Fırat için hayatın amacı, affedilmek ve kara sevdasına karşılık bulabilmektir. İki töre mahkûmunun hayat yolculuğuna eşlik ederken, hem yüreğiniz acıyacak, hem de dev bir aşka 

Yazarı: Güneş Demirel
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Goodreads Puanı:4,09
Sayfa Sayısı: 564 











Töre ve tecavüz gibi iki ağır konunun işlendiği ama sayfaların boş aktığı bir kitaptı diyebilirim,Fırat önemli bir aşiret ağasının oğlu, sözlüsü başka bir adama aşık olup onunla kaçınca ortalık karışıyor, ailesi ve aşiretin ileri gelenleri Fırat'a iki seçenek sunuyor, ya sözlüsünün kaçtığı adamın kız kardeşi Elif'in kanlı çarşafı gelecek ve namus temizlenecek yada sözlüsü ve o adamın cenazesi gelecek....

Fırat'ın aslında seçme şansı yok,yere eğilen başını bir şekilde kaldırmak zorunda, bu nedenle Elif'in peşine düşüyor, onu kaçırıyor ve tecavüz ediyor, sonrasında Elif'in hamile kalması yüzünden ailesinin onu başkasıyla evlendirmesi devreye giriyor ki Fırat buna izin vermiyor ve onu alıp Diyarbakır'a getiriyor, gerçi bunu isteyen Elif zira başka şansı yok çünkü, ailesi kıza sırtını dönmüş durumda hiç bir suçu olmadığı halde.....

Fırat zamanla kıza aşık oluyor ve ailesi kıza kendi kızlarından daha fazla ilgi gösteriyor, adeta sevgi yumağına boğuyorlar kızı, bir ilgi bir alaka meğer aile melekmiş , hatta okuması için izin veriyorlar tabi Diyarbakır sınırları içerisinde, bunun üstüne kızın kaynanasını sürekli öpücüklere boğması da ıyy dedirtti, kendi ailesi kızı silince bu ailenin gösterdiği ve hiç beklemediği bu sevgiye minnet duydu belki ama yahu bu halde olmanın sebebi onlar , sürekli töre deyip, Fırat'a baskı yapan onlar,ya çarşaf ya kaçanların cesetleri diyende onlar,özellikle kanlı çarşafının Diyarbakır'a gönderildiğini ne çabuk unuttun,Fırat'ın çektiği tüm vicdan azabına , pişmanlığına gözlerini kapadı,adamın onu köpek gibi sevdiği gerçeğini elinin tersiyle itti, bir adamı affedemedi zaten, maşallah bütün aileyle bal kaymak ve bu bana iki yüzlülük gibi geldi.....

Ayrıca kitap boyunca Elif'in dillere destan güzelliğinden nazından tızından fenalık geldi, hep bir şey olacak diye bekliyoruz ama yok sayfalar ev muhabbetleriyle akıyor , aşk derseniz bir Fırat'ın kara sevdasını okuyoruz , Elif bildiğin duvar,affetme var mı derseniz var ama 10 yıl kadar beklemeniz gerekiyor :) Anlayacağınız Fırat kovalar Elif kaçar 500 sayfa bu şekilde geçti, sürekli ezik başı yerden kalkmayan bir kız, Fırat efendi kıskançlıkları yüzünden sürekli esip gürlüyor, bari ona ağzının payını ver hadi aşirete sesin çıkmıyor, ama nerdee :).....

Hele bir finali var evlere şenlik, uzun zaman atlamaları sayesinde,sağ kalan kalmadı valla, biz alışmışız kitabın sonunda gökten düşen üç elmayı oturup yemeye bu kitapta mezarlıklar ağır geldi :)


Puanım



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder